1980 SONRASI TÜRKİYE’DE BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VE SANATSAL YARATILAR İLE SAYISAL FOTOĞRAF ARASINDAKİ ETKİLEŞİM

ÖZET

Türkiye’de ve dünyada, bilimsel araştırmalar ve sanatsal yaratılar ile sayısal (dijital) fotoğraf arasında var olan etkileşim; kısaca bir alanın bir diğeri üzerinde yaptığı etkiler, katkılar bilimsel yayınlarda  kuramsal açıdan ele alınmaktadır. Aynı zamanda da pratik olarak çağdaş sanatsal uygulamalarda görülmektedir. Araştırmada öncelikle, 80 sonrası teknolojik, ekonomik ve toplumsal gelişmeler sonucu değişen fotoğraf sanatı ile bilimsel araştırmalar, sanatsal yaratılar arasındaki karşılıklı etkileşim incelenmektedir.

Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Modelin konuyu belirlemeye yönelik olduğu kabul edilmiştir. Yöntem kapsamında yerli ve yabancı kaynaklar taranmıştır. Ayrıca 2011‘de kullanıma sunulan,  Bef Sayısal Fotoğraf Stüdyosu projesi örneği kapsamında konu ile ilgili gözlemlerde ve incelemelerde bulunulmuştur.

Bugün görsellik ön plandadır ve genellikle tüm dünyada plastik sanatlar alanında üretimde bulunan sanatçılar ve fotoğraf sanatçıları klasik temsil çözümlemelerinin dışında arayışta bulunmaktadır. Sayısal fotoğraf makinelerinin gelişen teknoloji sayesinde daha fazla donanıma sahip olması ile dijital fotoğraf, maliyet ve zaman bakımından sanatçılara ve bilimsel araştırmalar yapan araştırmacılara kolaylıklar sağlamaktadır. Araştırmada sonuç olarak, dijital fotoğraf ile sanatsal üretimler ve bilimsel araştırmalar arasındaki etkileşimin boyutlarının sadece teknik imkan, zaman ve maliyetle sınırlı olmadığı görülmüştür. Konu kapsamına giren alanlar arasındaki disiplinler arası etkileşimin bilimsel, biçimsel, estetik ve yaratıcılık boyutlarına göre incelenmesi gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Sayısal Fotoğraf, Sanat, Bilim, Etkileşim

ABSTRACT

THE AFTERMATH OF 1980, INTERACTION BETWEEN DIJITAL PHOTOGRAPH AND  SCIENTIFIC RESEARCHES, ARTISTIC CREATIONS IN TURKEY

The interaction which is being existed between dijital photograph and scientific researches, artistic creations in short; contributions, effects on one field with another are discussed in theoretical respect by scientific research work. Also they are seen in contemporary artistic practices in Turkey and the World.  In this research  first  aftermath of 1980 mutual  interaction between dijital photograph which is changed  for  the reason of economic, technologic and social developments  and scientific researches, artistic creations is examined.

In research the survey type has been  used. It is accepted that the survey type  is directed towards  to designate the subject. National and international scientific researches have been surveyed ın extent method. Also observation and examinations have been made in extent the subject in example the Bef (Faculty of Buca Education)Dijital Photograph  Project that was submitted  using in 2011.

Today visuality is  the most important thing and all of the world artists who create in plastic arts field and photograph  artists  make the way of searching  outside of  classic representation analysises. The dijital photograph with dijital photograph machines have more hardware thanks to developed technology provides convenience to artists and scientific research researchers from the point of time and cost. In research as result, it has seen that dimentions of the interaction between dijital photograph and artistic creations, scientific researches are not only bounded by technic opportunity, time and cost. It is necessary to examine the interaction between fields in extent subject according to  scientific, formal, aesthetic and creativity dimentions.

Key Words: Dijital Photograph, Art, Science, Interaction.

     1. Giriş

En kısa tanımı ile fotoğraf; imgesine, nesnesine bağımlı ve var olan anın kopyasıdır.   Sanat ise; insanla nesnel gerçeklik arasındaki estetik ilişkidir. ( Hançerlioğlu, 1975: 276) Artık sadece varolan anın kopyası olması dışında fotoğrafın  kendisi de estetik bir ilişki kurma  yolu olarak kabul edilmektedir. Tarihsel olarak ele alındığında geçirmiş olduğu evreler sonucu kimyasaldan dijitale doğru gelişen fotoğraf teknolojisi ile bilimsel araştırmalar ve sanatsal yaratılar arasındaki etkileşimde, özellikle sanat söz konusu olduğunda, bu teknolojinin sanattaki kullanımının sanat algısında bir paradigma değişikliği yaratması ya da sanatı dönüştürmesi olasılığı olduğu görülmüştür. Dijital fotoğraf teknolojisinin sanatta yeni anlatım yolları oluşturarak, geleneksel anlatım yollarına alternatif çözümler sunarak, eski sunumların sorgulanmasına yol açtığı söylenebilir.

Dijital fotoğraf teknolojisini bilimde kullanmakla, sanat alanında kullanmak arasında farklar bulunmaktadır. İkisinde de aynı teknoloji kullanılabilir ancak bilimde bir problemi çözmek için kullanılırken aksine sanatta problem yaratmak üzere kullanılmaktadır. Çünkü sanat eseri, çözmeye çalışmayan, aksine derinleştiren, soru(lar) soran ve sorgulayandır. 1980 sonrası dünyada ve Türkiye’de plastik sanatların ve fotoğraf sanatının gelişimine bakıldığında her türlü teknoloji ve ekipmanlarının kullanımının arttığı gözlenmektedir. Bu sayısal artış genel olarak, bir gereklilikten ziyade güncel olma kaygısından kaynaklanmaktadır. Oysa ki Arapoğlu’nun (2010: 49) da belirttiği gibi, “Asıl faklı alan kullanımı, bir alanın anlatım gücünün yetmediği yerde başlamaktadır.” Bu düşünceden hareketle, araştırmada konu kapsamına giren alanlar arasındaki disiplinler arası etkileşim, bilimsel, biçimsel, estetik ve yaratıcılık yanında 80 sonrası dönemde artışa geçen, tüketici estetik anlayış dışında yer alan; toplumsal sorgulamaya katkı bağlamında ele alınmaktadır. 1980 sonrası Türkiye’de sanatsal yaratılar, bilimsel araştırmalar ve dijital fotoğraf etkileşimi konusu incelenirken öncelikle, geleneksel uygulamalar (kimyasal fotoğraf) dönemi ve daha sonra fotoğrafta manipülasyon ve kurgu süreci ile başlamak gerekmektedir.

  1. Kimyasal Fotoğraf (Geleneksel Uygulama)

Kimyasal fotoğraf ya da fotoğrafta geleneksel uygulama, birdenbire ortaya çıkan bir icat değildir. Bulunmamış, sanatçı, filozof, bilim insanlarının etkileşimi ile bir evrim sonucu ortaya çıkmıştır. Mağara duvarına çizilen resimlerdeki görüntünün aksi ve bunu sabitleştirme merakı insanlık tarihi kadar eskidir.  Fotoğrafın günlük hayatta kullanıma girmesine kadar, fotoğraf kalitesinde yapılan gerçekçi resimler de yine bu anlayışın ürünüdür.

Bilindiği gibi, fotoğraf makinesi Camera Obscura denilen karanlık kutuya ve iğne deliği görüntüsünün ilk tanımına 13.yy. da Arap yazmalarında rastlanır. Daha sonra 15.yy. da Lenoardo Da Vinci karanlık kutunun ayrıntılı bir tanımını yapar. 17.yy’da Camera Obscuralar, kendilerine pratik bir kullanım alanı bulurlar manzara ve mimari resimler yapan ressamlar, karanlık kutuları, arkasına koydukları şeffaf kağıtlar üzerine perspektifi düzgün resimler yapmak için kullanmaya başlarlar. 1826 yılında Jozeph Niepçe, tarihin bir yüzey üzerine kaydedilen ilk görüntüsünü (Resim- 1) elde etmeyi başardığında artık her şey değişmeye başlar.


(Resim- 1) Joseph Nicéphore Niépce.View from the Window at Le Gras. (Le Gras’ın  pencersinden görünüş.

 


Resim-2)Aynıfotoğrafınrenklendirilmişhali1952. (http://yasamguzelsanatlar.blogspot.com/2010/07/dunyada-cekilen-ilk-fotograflar.html)

 

Biz de ise Osmanlı Devleti’nde fotoğrafın varlığı bilinmekte ancak ilk olarak Mösyö Kampa’nın Beyoğlu’nda çektiği fotoğrafla her şey başlamaktadır (Kaya,2006:17) Türk resim sanatı ve fotoğraf etkileşimi üzerine yapılmış araştırma (A.g.e, 2006), Türk Resim Sanatı’nda Fotoğraf ve Resim ilişkisinde, foto-yorumcuları, kimi kaynaklarda Türk resim sanatının öncüleri anlamına da gelen Primitifler’in eserlerini başlangıç noktası olarak ele almaktadır.

Fotoğrafın bulunmasıyla birlikte başlayan fotoğraf-resim etkileşimini süreç içerisinde bir bütün olarak ele aldığımızda, resim sanatının fotoğraf ile tanışmasından sonra geçirdiği evrelerde, plastik sanatlarda olduğu gibi, estetik yargı anlamında bir bağ ile oluşturulan fotoğrafı da kendisine dönüştürdüğü ya da resim sanatının fotoğrafa dönüştüğünü  (fotorealist resim) görmekteyiz.  Batı’da da, Türkiye’de de başlarda sadece bir kopya yöntemi olarak, klasik geleneksel uygulamalar şeklinde olan fotoğraf, zamanla yenilikçi akımlarla, entelektüel ifade ile medyatik yorumu aynı anda sunarak; kendisi de sanatta olduğu gibi avangard, özel bir estetik dışavurum modeli olur.  Fotoğraf artık, geleneksel düşüncedeki gibi sadece nedensel ve mekanik bir süreç olarak görülmemektedir.

 

     3.Görsel Kültürde Manipülasyon ve Kurgu Süreci

Teknolojinin hızla gelişmesiyle önce fotoğraf makinesinin, ardından sinema ve televizyon gibi hareketli görüntüleri saptayan araçların icadıyla, tüm dünyada “imgelerin ve görsel kültürün” yükselişi başlamıştır. Hareketli imgeler, önce sinemada sonra televizyonda sunulan imgelerdeki kompozisyon ilkeleri yanında ek olarak yer alan, mizansene, kurguya ilgi toplumda arttıkça, sanatçıların da durağan imgeler olan, resimlerinde ve fotoğraflarında, hareketli imgelerden etkilenmemesi mümkün olamazdı.

(Resim-3) Henry Peach Robinson- “Fading Away”Fotomontaj1858.

 

Fotoğrafın tarihinde, sanatsal yaratılarla etkileşim bağlamında, bir tablodaki kompozisyonu andıran, estetik anlamda yeni denemeler ve kurgular görülmektedir. Bunlardan ilki,1858 de Henry Peach Robinson, kimyasal fotoğrafik görüntüde manipülasyon sürecinin başlangıcı, dünyanın ilk fotomontajı olarak verilebilir. ‘Gerçekliğin fragmanlara ayrılmış olmasını ve eserin oluşturulma evresini tarif eden montaj’, avant-garde hareketin ana ilkelerinden biridir. (Ranciere, 2008) Montaj fotoğrafta, birçok negatif birleştirilerek;  tek bir fotoğraf yaratılmıştır.  (Resim-3) fotoğraf, birden fazla negatiften oluşmuş ve ana figür olan hasta kız ve diğer figürlerle bir komposizyon oluşturulmuş. Fotoğraf sanatında estetik anlamda avangard deneyimler hep ilk olarak Batı’da yaşanmıştır. Fotomontaj kullanımı daha sonraları fütürist, dada ve sürrealist, pop-art, avan-garde sanatçıların çalışmalarında da görülmektedir.   Fotoğrafik sürecin vazgeçilmez öğesi fotoğraf makinasını devreden çıkarıp, fotogram, rayogram vb. çalışmalar gerçekleştirmiş olan Man Ray ve M.Nagy gibi sanatçılar 20. yüzyılın başlarında,  bağımsız birer ressam, grafik sanatçısı, yazar ve ready made sanat araştırmacısı olarak, fotoğrafın da bağımsız bir dilyetisi geliştirebilmesi adına, sanatsal yaratıları ile  eleştirel bir söylem ortaya koymuşlardır. (Resim-4)

 


(Resim-4)Rayograph- ManRay, soldaki fotoğraf negatiften ters baskı,1926  –  (http://www.manray-photo.com)

 

Günümüzde ise 21. yüzyılda gelişen bilgisayar teknolojisinin meta fetiş gücünü yansıtan, montajlanmış, dijital manipüle, kurguya dayalı, yaratıcı fotoğraf örnekleri görülmektedir.  (Resim-5)

(Resim-5) Alessandro Bavari

(http://www.alessandrobavari.com/english/miscellaneous_1993_1999/galleria_miscellaneous.htm)

 

1966 doğumlu ressam, fotoğraf ve baskı resim alanlarında yapıtları olan İtalyan sanatçı, Alessandro Bavari’nin sayısal fotoğrafındaki kurgusal temsilde, mitolojik  öykü konu içeriği ve biçimsel öğeler resimsel bir anlatımla, gelişmiş teknoloji yardımı ile  birleştirilmiş. Fakat burada geçen resimsel anlatım sözü, dijital bir fotoğrafın salt bir fotoğraf olarak özgül yapısının dışında, resim sanatı ile fotoğrafın benzeşmesi anlamında değil, etkileşimi anlamında kullanılmaktadır.

Özellikle son zamanlarda, dijital tasarımlarla birlikte,Batı’da yapılan kültürel çalışmalarda öne çıkan olgu, sanal gerçeklikler, sanal sayısal görsel imge buna bağlı olarak, görsel kültür, görsel iletişim kavramları ve gelişimi yönündedir. Örneğin, Visual Methodologies (Görsel Yöntembilimler) (Rose, 2001)isimli kitapta olduğu gibi, görsel imgeler, görünümler kiplikler (ing. modalities) olarak adlandırılmakta;  görsel imgeler, 1-  teknolojik (ing. technological), 2- kompozisyonel (ing. compositional) ve 3- sosyal (ing. social) kiplikler olarak ele alınmaktadır.  Teknolojik kiplikler bağlamında herhangi bir araç yardımıyla tasarımlanan imgelerin, yağlı boya tablodan televizyondaki imgelere, fotoğrafa, dijital görüntülere kadar çoğaltılabileceği ve  kompozisyonel kiplikler bağlamında, bir imgenin üretim sürecinde belli biçimsel bilgiler ışığında düzenlenmesi belirtilmektedir.

 

     4.1980 Sonrası Türkiye’de Sanatsal Yaratılar ve Dijital Fotoğraf Etkileşimi

Türkiye’de fotoğrafik dilin evrimi 1980 sonrası dönemde ve daha önceki yıllarda da olduğu gibi hep teknik olanaklara bağlı olarak gerçekleşir ve bu konvansiyonel teknik olanaklar yanında yeni sayısal nitelikli teknoloji, fotoğrafik yaratıcılık için birer estetik seçenek oluşturmaya devam eder. Tahir Ün, “Türkiye’de Plastik Sanatların Değişen Boyutları İçerisinde Fotoğrafın Yeniden Değerlendirilmesi” başlıklı yazısında Türkiye’de çağdaş fotoğraf sanatını üç ana dönemde incelemektedir.1960 – 1970 dönemi,1970 – 1980 dönemi, 1980 ve sonrası.  1980 ve sonrası dönemde Batı’daki sosyo-ekonomik gelişmeler ve sanat ortamı incelendiğinde; 19. Yüzyılın ikinci yarısından başlatılan Modern dönem ve sonrası, 1960 lardan itibaren, gerçek dünya ile dilin birbirlerine olan bağımlılıklarının bozulmaya başlaması ile artık sanattaki üretimlerde de daha fazla özgürleşme, çokluk, çoğulculuk ve çokanlamlılığın hâkim olduğu görülmektedir.  Modern yapıt’ın bu nitelikleri nedeni ile belirsizlik olgusu da, Açık Yapıt’a eşlik etmektedir.[1]

Avrupa’da ve Amerika ve Japonya’da 1962 de ortaya çıkan Fluxus hareketi ve sonrası sanattaki yenilikçi tutumun etkisi altında, Türkiye’de özellikle 1980 lerde Sanat Tanımı Topluluğu gibi toplulukların sanatçılarının  eserleri ve bunların geleneksel plastik sanatlar alanındaki figüratif-soyut ayrımının ve geleneksel tekniklerin dışında, fotoğrafik görüntü, video vb.  alternatif sunumları ile sanatta bir paradigma değişimi yaşanmaya başladığı görülmektedir. (Resim-6) 1980 yılında düzenlenen “Sanat Tanımı Topluluğu” sergisiyle birlikte bu adla çağrılmaya başlanan Sanat Tanımı Topluluğu’nca, daha kolektif bir yaklaşımla galeri mekânına yerleştirilmiş çalışma, ülkemizde yapılmış ilk Enstalasyon’dur.  Sergi bağlamında “Sanat Olarak Betik” başlıklı Sanatçı Betiği yayınlanmış ve kitap içinde Kavramsal Sanat üzerine metinler (Şükrü Aysan’ın, Joseph Kosuth’un metinleri gibi) bulunmaktadır.1977 Yılında Şükrü Aysan tarafından kurulan Sanat Tanımı Topluluğu’nda alanlararası (Sanat, Felsefe, Bilim) kollektif çalışmaların kavramsal sanat olarak sunulması amaçlanmıştır. (http://www.sanattanimitoplulugu.com)


(Resim-6 ) Serhat Kiraz- objeler ve fotoğraf dizileriyle kavramsal düzenleme. Sanat Tanımı Topluluğu üyesi olan sanatçının enstalasyonu-1980 li yıllar.(Tansuğ,1999: 356)

 

Fotoğraf sanatında geleneksel uygulamaların dışında, fotoğrafları sayısal ortama aktaran ve yeni arayışlara giren çağdaş Türk fotoğraf sanatçıları, fotoğraflarına farklı nesneler ekleyerek ya da fotoğrafı bir imge gibi kullanarak; üçüncü boyutun içinde farklı anlatımlara yönelmişlerdir. Örneğin, Adnan Veli Kuvanlık, Tuğrul Çakar, Ahmet Selim Sabuncu, Ahmet Öner Gezgin, Gültekin Çizgen gibi. (Özdemir,1996: 168) ( Resim- 7)

 

(Resim-7)Adnan Veli Kuvanlık- Dijital Fotoğraf (http://www.fotograf.net/Artist/adnanvelikuvanlik/pages/portfolyo/007.htm)

 

1980 sonrası dönemden başlayarak fotoğraf sanatının kendi yapısı içinde yer alan belgesel-deneysel tartışması görülmektedir. Bazen de bu ulusallık-evrensellik bağlamında ele alınmaktadır. Tahir Ün Türkiye’de plastik sanatların değişen boyutları içerisinde fotoğrafın yeniden değerlendirilmesi yazısında, Türkiye’de kimi görüşlere göre, kurgucu=içe dönüşçü, kreatif= sentetik, belgesel=anlatımcı ve gerçekçi, deneysel= yeni gerçeklik ve özgürlük gibi yakıştırmacı tür tanımlamalar yapılmıştır. Türkiye’de gerçek anlamda yol ayrımının bu dönemde başladığı belirtilmektedir. (www.fotografya.gen.tr)

1990 sonrasında ise, Çağdaş Türk Sanatı’nda, Disiplinlerarası Genç Sanatçılar Derneği gibi girişimler görülür. DAGS-Disiplinlerarası Genç Sanatçılar Derneği 1996’da kurulmuş ve disiplinlerarası ve çağdaşlık konularında ortak bir bakış açısına sahip ressamlar, video sanatçıları, performansçılar, tiyatro sanatçıları, yazarlardan oluşuyordu. DAGS 1997 ve 1998 yıllarında faaliyetine devam eder ve farklı disiplinlerden çeşitli sanatçıların çağdaş performanslarını sunduğu iki Performans Günleri Etkinliği düzenler fakat iki etkinlikten sonra dernek, devamlılığını koruyamaz ve üyeleri tarafından feshedilir. (Uysal, 2007) Türkiye’de 1990 sonrası dönemde ve 2000li yıllarda  biyo-teknolojiye olan ilgi sanata da yansır. Güncel Türk sanatına örnek olarak gösterilen disiplinlerarası işler üreten sanatçı Genco Gülan’ın günlük hayatta pasaport alırken herkesin çektirdiği biyometrik fotoğraflardan yola çıkarak ürettiği biyometrik otoportreler çalışması örneğinde (Resim-8) görüldüğü gibi. Burada artık Babaoğlu’nun (2010:40) belirttiği gibi, “Gülan’ın sergilediği biyometrik fotoğraflarında olduğu gibi bu imajların görsel değerinden ziyade kavramsal anlamları önem kazanmaktadır”.

 

(Resim-8) Genco Gülan- Biyometrik Otoportreler 2009 (Babaoğlu, 2010)

 

Biyometrik otoportrelerde dijital fotoğraf teknolojisi günlük hayattaki kullanım amacının dışında güncel, sanatsal bir şablon eleştirisi haline dönüşmekte; Gülan’ın kendi deyimi ile ‘elektronik faşizm’i sorgulama yolu haline gelmektedir. Gülan gibi pek çok kavramsal işler üreten sanatçılar basılmış bir fotoğrafı başlı başına bir sanat objesi olmasının yanında, yaptıkları sanatsal projelerde genelde dijital ya da kimyasal fotoğrafı çalışmanın bütününe hizmet eden, mekanda düzenlemede yeralan, pek çok materyalle birlikte artık yardımcı bir eleman olarak kullanmaktadırlar.

Türkiye’de çağdaş sanat içinde fotoğrafın bugünkü konumu başlıklı bir araştırmada (Yayıntaş, 2005)da bu konu öne çıkmaktadır. Fotoğrafın görsel dünyanın vazgeçilmez bir öğesi haline dönüştüğü, günümüz çağdaş sanat çalışmalarında sıkça kullanıldığı; fotoğrafın kullanımının çağdaş sanat içerisinde farklılıklar gösterdiği ve sanat eserinin kendisi, malzemesi ya da belge olarak yer aldığı vurgulanmaktadır.   Türkiye’de çağdaş sanat içinde fotoğrafın bugünkü konumunu ortaya koyan çalışmada, Türkiye’de fotoğrafçılar ile çağdaş sanatçıların birbirinden kısmen bağımsız ilerledikleri ve çağdaş sanatta fotografik üretimin, ağırlıklı olarak fotoğraf disiplininden gelen sanatçılar tarafından değil, diğer sanat disiplinlerinden gelen sanatçılar tarafından yapıldığı belirtilmektedir. Bunun nedeni olarak fotoğrafçılar ve çağdaş sanatçılar arasındaki ayrımın son dönemde yavaş yavaş belirsizleşmeye başlaması ve iki grubun da birbirlerinin işlerine ilgi göstermeye başlaması gösterilmektedir.

Disiplerarası sanat uygulamaları olan sanatçılar, figür ve soyut resim ayrımının ötesinde, kavramsal sanata dönük bir anlayışla dijital fotoğrafik görüntüleri yerleştirmelerinde daha fazla kullanmaktadırlar. Çağdaş Türk sanatçıları, 1980 ve sonrası dönemde, sanat serüvenlerine resim, heykel vb. geleneksel sanatlarla başlamış olsalar dahi, Batı’daki özgürlükçü, demokratik sunumlardan etkilenmektedirler.  Sanatsal üretimlerine resim ve özgünbaskı ile başlayan Gökçebağ, Almanya’da 1990’lardaki  yerleştirmelerinde fotoğrafı bir araç olarak kullandığını belirtmekte ve pek çok  enstalasyondan fotoğraf çalışması (cuttemporary art gibi) bulunmasına rağmen, kendisini fotoğraf sanatçısı olarak nitelendirmemektedir.

 


(Resim-9) Şakir Gökçebağ- dijital fotoğraftan baskı ve mekanda yerleştirme.(www.sakirgokcebag.com)

 

Çağdaş üretimlerinde, fotoğrafı kullanan Gülan da benzer bir şekilde, Genco Gülan: Kavramsal Renkler adlı kitapta sanatçı ile söyleşi yapan Markus Graf, kendisine çalışmalarında fotoğrafın yerini sorduğunda  şu cevabı vermektedir. “Fotoğraf benim için her hâlükârda vazgeçilmez, buna şüphe yok. Yine de mecrayı gerektiği yerde, gerektiği kadar ve gerektiği bağlamda kullanmaya çalışıyorum. Ne eksik, ne de fazla. Örneğin bir işin kalbinde fotoğraf olsa da, proje mekâna özgü bir yerleştirmedir. Enstalasyon başka mekanlarda dönüşür.  Hâlbuki bir fotoğraf her yerde aynıdır.” ( Graf, 2008: 29)

1980 sonrası dönemden başlayarak Batı ile daha fazla etkileşimli, liberal ekonomiye bağlı gelişen bir Türk kültür ortamı oluşmuştur. Bu dönemden başlayarak, fotoğraf sanatı ve sanatsal yaratılar arasındaki etkileşimde yaşanan özgür sunum kolaylıkları yanında, teknolojiye daha bağımlı ve toplumdan kopuk, daha formalist ve kavramsal yaklaşımlar görülmektedir. Bu durum çoğu zaman, tutucu yaklaşımlarca, kalıcı olmadıkları ve kolayca anlamlandırılamadıkları, ancak bir metin aracılığı ile açıklanabildikleri gerekçesiyle eleştirilmiştir.  Örneğin 1980 sonrası Türk Fotoğraf Sanatının Estetik Sorunları başlıklı araştırmada (Matara, 1998) olduğu gibi, Türk Fotoğraf Sanatı ve kültür ortamı, Batı’daki estetik yapılanmadaki değişimlere bağlı olarak değerlendirmekte ve eleştirmektedir. Araştırmada, bizdeki konvansiyonel tekniklerin yanı sıra photoshop programlarıyla işlenen sayısal nitelikli fotoğraf görüntülerinin, amaçtan çok bir araç olarak, oyun heyecanı ile oluşturuldukları belirtilmekte; bilgisayar programlarının sunduğu olanaklar henüz tartışma zemini oluşturacak bir zaman aşımı yaşanmadığı için, fotoğrafik yaratıcılık konusunda bir alternatif olarak ele alınmaktadır.  Ancak araştırmanın 1998’deki teknolojik ortamda yapıldığı düşünülürse, 2011 yılına gelindiğinde, küresel dünyada bilgisayar programlarının sunduğu olanakların, fotoğrafik yaratıcılıkta tartışma zemini oluşturacak bir zaman aşımı yaşadığını söylemek artık mümkündür. Türkiye’de 1977’den itibaren düzenlenen İstanbul ‘da yeni eğilimler ve sanat tanımı topluluğu sergilerinden başlayarak, günümüze kadar yurtiçindeki Bienallerde ve yurtdışında bilgisayar ve video kullanımına bağlı fotoğraf, resim, video görüntülerinin bir mekân içerisinde düzenlendiği kavramsal düzenlemeler artık deney aşamasını geçmektedirler. İçi boş, sadece biçimsel gösteriler şeklinde olanlar, teknik bir gösteriden öteye gitmemektedirler. Özgün ve gerçek sanat yaratıları, ister tuvalde olsun, ister ileri düzeyde teknolojik bir sunuma sahip olsun kendini geleceğe taşımaktadır.

Çağdaş Türk sanatçıları artık, söylemine yardımcı olacak her türlü fotoğrafik görüntüyü kes yapıştır yöntemi ile resimlerine eklemekte; fakat 80 sonrası sanatta yükselen bireysel anlayış ve aşırı biçimsellik, içeriksizlik olarak adlandırılabilecek bir belirsizlik durumu karşında da, toplumsal ve belgesel bir anlayışa yönelme ihtiyacı  hissedebilmektedir.(Resim-10)


(Resim-10 ) Mehmet Yılmaz- 2010 “ Tekel işçilerinin eylemi ideolojik ve kanunsuz”, tuval üzerine akrilik ve dijital fotoğraf kolaj.122x111cm. ( Yılmaz, 2011)

 

Ressam Mehmet Yılmaz’a ait bu çalışmada sanatçı, 80 lerin başlarından itibaren sanat ortamında öne çıkarılan, deneysel ve yaratıcı sanat anlayışı yani  formalist anlayışla,  belgeci-toplumcu sanat anlayışını, toplumsal bir konuyu geleneksel resim sanatı tekniği olan tuval üzerine akrilik ve dijital fotoğraf görüntüyü, dijital kesyap kullanarak birleştirmiş; ‘Sakıncalı Çünkü Edepsiz’ isimli kitabında  kendisini bir anlatıcı olarak nitelendiren sanatçı, güncel, toplumsal gerçeklerin plastik sanatlardan zararlı oldukları gerekçesi ile anlatımının resimden  atılması gerektiği gibi klasik bir düşüncenin karşısında yeralmaktadır.

Günümüzde dijital fotoğrafın en çok kullanıldığı sanat ve tasarım alanı grafik tasarımdır diyebiliriz. Türkiye’de güzel sanatların temel prensiplerini ve tasarım-iletişim teknolojilerinin birleşimi olan bu alanda üretimde bulunan pek çok Türk tasarımcı bulunmaktadır. (Resim-11) Dijital ortamda gerçekleştirilebilen tüm tasarım alanlarında  (mimarlık, kent tasarımı vb.) dijital fotoğrafın kullanımı bir zorunluluk haline gelmiştir.

 


(Resim-11) Kadir Şen- Best Studio broşürü (Türk Grafik Tasarımcıları- 1999)

 

     5.Bilimsel Araştırmalar ve Dijital Fotoğraf Etkileşimi

Giriş bölümünde de belirtildiği gibi, her türlü   teknolojiyi bilimde kullanmakla, sanat alanında kullanmak arasında farklar bulunmaktadır. İkisinde de aynı teknoloji örneğin dijital fotoğraf teknolojisi kullanılabilir ancak bilimde bir problemi çözmek için kullanılırken (Resim-12 ) aksine sanatsal bir projede   problem yaratmak ya da problemin bir parçası olarak kullanılmaktadır.  Bilgisayar ve buna bağlı olarak dijital fotoğraf, tarihe yardımcı sosyal bilimler alanlarında (arkeoloji, coğrafya, etnografya, sosyoloji)  ve gök bilimi ve tıp, biyoloji gibi pek çok bilim alanlarında bilimsel araştırmalarda yer almaktadır.

Estetik tarihçisi, Wicks ( Wicks’den aktaran, Orhan, 1989s:2)fotoğrafın sanatta da olduğu gibi sadece bir nesnenin aynadaki gibi bir görüntüsünün aynen yansıtılmasından farklı olarak, fotoğrafın da ideal veya güncel bir konunun görüntüsünü yakalayıp, sakladığını savunmaktadır. Böylece bizler fotoğrafın sağladığı bu olanaklarla bir nesneyi ayrıntısına dek inceleyebilmekte ve çıplak gözle göremediğimiz taraflarını görebilme imkânına sahip olmaktayız.

 


(Resim-12) Eadweard Muybridge-Galloping Horse, 1878 – (http://www.masters-of-photography.com/M/muybridge/muybridge_galloping_horse.html)

 

Örneğin atların nasıl koştuğu ve bacak hareketleri ancak fotoğrafla tam olarak öğrenilebilmiştir. Burada hemen sanat tarihinden Degas’nın ‘Auteuil’de Yarışlar’ tablosu akla gelmektedir. Atların koşması ile ilgili gerçeğin en doğru resmedildiği Degas’nın tablosu dışında en güvenilir ilk kaynak, İngiltere doğumlu fotoğrafçı Eadweard Muybridge ‘e ait bir fotoğraftır. (Resim- 12) Bir at yarışında atın dört ayağının da yerde olmadığı anı fotoğraflamayı başarmış ve dört ayağın da karında toplandığını belgelemiştir.(Orhan, 2011) Bir seri fotoğraf çekerek bir at yarışını adım adım fotoğraflamış; bunları birleştirerek ilk hareketli görüntüleri oluşturmuştur. Benzer bir biçimde, yine 1880’ erde Fransız bilimadamı I Étienne-Jules Marey kuşların nasıl uçtuğunu öğrenmek ister ve bir saniyede 12 fotoğraf çekecek bir fotoğraf tabancasıyla fotoğraf çeker. Batı’da fotoğraf sanatının tarihsel gelişiminde rol oynamış; bilim ve sanat etkileşimine örnek sanatsal uygulamalar bulunmaktadır. Örneğin Duchenne De Boulogne’ye ait kimyasal fotoğrafta (Resim- 13) olduğu gibi.  Paris’te tıp alanında elektroterapi üzerine bilimsel çalışmaları da olan sanatçıya ait fotoğraflar, 1871’de Darwin’in “İnsan ve Hayvanlarda Beden Dili” adlı eserinde yer almıştır.  İkinci fotoğraf (Resim-14) ise aslında heykeltıraş olan İtalyan sanatçı, Karl Blossfeldt’e aittir. 1889 yılında bitkileri fotoğraflayarak; bunların sistematik bir dokümantasyonunu yapmış; bunun gibi pek çok fotoğrafı Berlin’de sanat galerilerinde sergilenmiştir.

(Resim-13) Duchenne De Boulogne (Koezle,2002:50)

 


(Resim-14) Karl Blossfeldt (Age, 2002:133 )

 

Günümüzde de yukarıdaki örnekler gibi pek çok çalışma yapılmakta; ancak artık bilimsel araştırmalarda çeşitli alanlardaki bilimsel problemlere kimyasal fotoğraf teknolojisi çözümleri yetmemekte; hatta bir nostalji olarak sadece sanatsal yaratılarda kişisel bir tercih olarak nadiren görülmekte; bilimsel araştırmalara daha ileri bilişim teknolojileri ve de dijital fotoğraf teknolojisi yardımcı olmaktadır. Bu bağlamda, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi BAP (Bilimsel Araştırma Projeleri) tarafından 2009 yılında onaylanan ve Ocak 2011’de kullanıma hazır hale gelen Bilim ve Sanatta Etkileşimli Sayısal Fotoğraf Stüdyosu projesi, Eğitim Fakülteleri’nde ilk ve tek olarak örnek bir çalışmadır. Proje’de öncelikle, BEF Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı’nda mevcut bulunan eski klasik fotoğraf odası yenilenmiş ve çağdaş bir dijital fotoğraf stüdyosunun tüm donanımları sağlanmıştır. Stüdyo’da sayısal fotoğraf teknolojisinin sunduğu görüntü kaydetme ve işleme olanakları profesyonel bir biçimde uygulanmakta; etkileşimli sayısal fotoğraf stüdyosu ile eğitimde bilimsel, sanatsal araştırmalar ve sunumlarda kullanılmak üzere ders materyalleri görselleri, otoportre fotoğrafları, röprodüksiyon, arşiv belgeleri, iç ve dış mekan çekimleri ile belgesel fotoğraf çekimleri yapılabilmektedir.

Türkiye’de 1993 yılında çalışmalarına başlayan bir diğer bilimsel çalışma da,  TAY Projesi( Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri Projesi) dir. Bu proje kapsamında Anadolu ve Trakya’da ilkçağlardan yakın çağlara kadar ayrıntılı ve toplu bir kültür envanteri oluşturulmaya çalışılmaktadır. İlk kez bu projeyle, Türkiye arkeolojik yerleşmelerin, höyüklerin, tümülüslerin, anıtların, mezarlıkların dijital fotoğrafları çekilerek, elektronik olarak belgelenmekte, arşivlenmekte ve de elektronik ortamda yayınlanması sağlanmaktadır. Bilimsel bir başvuru kaynağı, bir “veri havuzu” oluşturma projesi ekibinde yer alan fotoğraf sanatçısı Ali Kabaş’ın havadan ve karadan  “Höyük-Sessiz Köyler” fotoğrafları bulunmaktadır.  Sanatçı, tarih öncesi Anadolu ve Trakya toprakları üzerindeki 10.000 yıl öncesine ait tarihi kalıntıları ve bu kalıntılar yanında yaşamları fotoğraflayarak haz veren sanat fotoğrafı olarak sanata ve belge olarak da bilime katkı sağlamaktadır.

 

(Resim-15 ) Ali Kabaş- “Küçükhöyük” TAY Projesi – (http://tayproject.org/trhome.html)

Fotoğraf, mimarlık, multimedya tasarımı, kent planlaması, sanat ve bilgisayar destekli tasarım gibi  birçok alanda çalışması olan Murat Germen’in endüstriyel yapılardaki mimari öğelere, hacim-mekan ilişkilerine dikkat çeken ve ticari bir yarışa dönen tasarımı sorguladığı dijital fotoğrafları da bilim, teknoloji, sanayi, sanat ve emek, toplum ilişkisini ortaya koymaktadır.

 


(Resim-16) Dijital Fotoğraf– Murat Germen  –  (http://www.fotografya.gen.tr)

 


(Resim-17 ) Oleksandr Hnatenko- Dijital –  Mimari Fotoğraf (http://www.arthref.com)

 

Mimari bir yapıyı pek çok amatör fotoğrafçı da ister belgesel nitelikli ister gezi notları şeklinde olsun, fotoğrafını farklı amaçlarla çekebilir.  Fakat dijital fotoğrafı tercih eden profesyonel fotoğraf sanatçıları, bunlardan farklı olarak, sıra dışı mimari bir yapıyı seçerek yine sıra dışı yansıtabilmektedirler. Örneğin, 1980’li yıllarda doğan,  Ukrayna’lı çağdaş dijital fotoğraf sanatçısı (Türk sanatçılarının fotoğraflarının dışında yabancı bir örnek olarak verilebilecek) Oleksandr Hnatenko’nun dijital fotoğrafında (Resim -18) yine mimari bir yapıdaki öğeler, hacim-mekan ilişkileri, ekoloji, çevre, çağdaş estetik, kavramsal ve toplumsal boyutlarla ve teknik manipülasyonlarla fotoğrafta farklı bir perspektiften ele alınarak özgün bir anlatıma ulaşmaktadır.

 

6.Sonuç

Çalışmada çağdaş örneklerde de görülmektedir ki, artık resim, heykel gibi geleneksel sanatlar ve grafik sanatlar, bilimsel araştırmalar ve dijital fotoğraf sanatı arasındaki karşılıklı etkileşimle sınırlar erimektedir. Sanat tarihinde modern resim sanatında görülen kolaj, fotoğrafik imajların montajlanmasından başlayarak; fotoğraf sanatı ve diğer sanat dalları arasındaki karşılıklı etkileşim, aslında her iki tarafında zenginleşmesinin ve deneysel bir hal almasının koşulu durumuna gelmiştir. Plastik sanatların dijital ortamdan yararlanarak; fotomontaj kolajlarla sınırlarını genişlettiği, Postmodern Görsel Kültür’de, özellikle Türkiye’de 80 sonrası dönemde, geleneksel sanatlar kendi teknik imkan ve olanaklarını sürdürmeye çalışsalar dahi böyle bir kültür ortamında bu bağlamda artık, toplu medya ve dijital fotoğraf teknolojisi karşısında öncü değerlerini yitirmektedirler. Bu anlamda grafik sanatlar, artık tamamen manuel değil de, dijital ortamda yaratılan tasarımlar haline geldiği için daha şanslı konumdadır.   Ancak plastik sanatlar da, sayısal teknoloji ile girdiği etkileşimde, aslında toplumsal yapı gibi bir pradigma değişimi yaşamakta, asla son bulmamaktadır.

Bilimsel araştırmalar ve fotoğraf etkileşiminde ise sonuç olarak,  80 sonrası dönemde hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerdeki bilimsel gelişmeler görsel iletişim ağları ile daha fazla paylaşılmakta, insanın doğayı inceleme araçları arasına fotoğraf makinesini de kattığı ilk günden, günümüzün dijital fotoğraf teknolojisine, fotoğrafın insan gözünün görme eşiğinin çok ötesinde,  dünyanın olağanüstü biçim, ton ve renk armonileriyle dolu olduğunu daha gerçekçi ve hatta artık üç boyutlu da gösterebildiği; öte yandan bilim ve teknoloji alanında inanılmaz doğru bilgi ve ayrıntıları  kolaylıkla saptayan bir sistem elde ettiği görülmektedir.  Bu nedenle de fotoğraf her zaman, sanatta olduğu gibi, bilimsel ve teknik araştırmaların da vazgeçilmez bir aracı haline gelmiştir.

1980 sonrası dönemde Türkiye’de serbest piyasa ekonomisi sayesinde, fotoğraf malzemelerinin çeşitlendiği ve bollaştığı gözlenmektedir. Piyasa ortamında gerçekleşen donanımsal artış, fotoğraf sanatında da niceliksel olarak yansımasını bulmuştur. Günümüzde, artık eski fotoğraf makinelerinin dışında, sayısal fotoğraf makineleri daha çok aksesuar ve kısa zaman seçenekleri ile desteklendiği için ve de en önemli yanı, bilgisayar teknolojisinin sayısal fotoğrafa sunduğu olanaklar sayesinde maliyet, kolaylık, uygunluk ve zaman olarak fotoğraf sanatçısının ve diğer alanlarda üreten sanatçıların yaratıcılığını arttırmakta ve bilimsel araştırmalarda da tercih edilmektedir. Ancak sadece teknolojik donanımla, görsel cazibe yaratarak, tüketilebilir olmanın ön planda olduğu, popüler kültürde, toplumda farklı değerler öne çıkabilmekte; tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de, bilgisayar teknolojisine bağlı dijital fotoğraf çabuk tüketilebilen bir meta haline de gelebilmektedir. Bu nedenle, belirli bir sanat alanında, özgün olanı ve güzel sanatlara özgü temel ilkelere uygun estetik bir bütünü, tasarımı oluşturma olgusundan uzak olan toplumsal bir yapıda bu değerler daha fazla öne çıkarılmalıdır. Sayısal fotoğraflar, çağdaş sanat uygulamasına yeni bir boyut katmakta; fakat temel yapısını asla değiştirmemektedir.  Unutmamak gerekir ki, günümüzde, fotoğrafik imajlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıdırlar. Sontag’ın da belirttği gibi, “19.Yüzyıl estetlerinden Mallarme, dünyadaki her şeyin bir kitapta sona ermek için ortaya çıktığını söylemişti. Günümüzdeyse her şey bir fotoğrafta sona ermek için vardır.” (2008: 30) Kaybolan şeylerin görüntüsünü yakalama ve elde etme arzusu ile Batı’da başlayan fotoğraf serüveni, bizde de aynı biçimde benzer arzularla fakat tutucu anlayışla biraz da çekinilerek yavaş yavaş kabul görmüştür. Fakat her şeye rağmen, 21.Yüzyılda dijital küresel dünyada, görsel imajın üstünlüğü, 1980 ve sonrası dönemden sonra her alanda tescillenmiştir.

 

KAYNAKÇA

Akçeşme,O&Cabbar, B. ( 1999) Türk Gafik Tasarımcıları. Alternatif Yayıncılık. İstanbul.

Arapoğlu, F. (2010) “Sanatta Teknolojinin Kullanımı Olasılıklar ve Abartılar”, Genç Sanat Dergisi, Sayı: 183.

Babaoğlu, L.(2010) “Biyometrik Otoportreler” Sanat Dünyamız Dergisi, Sayı: 115.

Graf, M. (2008) Genco Gülan: Kavramsal Renkler. Sanatçı ile Söyleşi. Galata Perform Yay.sanat. no: 1, İstanbul.

Güçkuran, G. ( 2003) 1990’lı Yıllarda Dijital Fotoğraf Olanakları ve Estetik Sorunları. D.E.Ü G.S.Ens. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İzmir .

Kaya, Gülveli (2006) Türk resim sanatında fotograf – resim etkileşimi ve Atatürk portreleri , Yayınlanmamış Sanatta Yeterlilik Tezi. Mimar Sinan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Ens.

Karasu, Ö. (2009) “Ali Kabaş: Dünyaya Dokunmak”, Genç Sanat Dergisi, Sayı: 168.

Koetzle, H.( 2002) Photo Icons. Taschen . Köln.

Matara, B. (1998) 1980 Sonrası Türk Fotoğraf Sanatı’nın Estetik Sorunları, Yayınlanmamış Doktora Tezi, D.E.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

Orhan, S. (2011) Fotoğrafik Temsil Olgusu ve Çağdaş Fotoğrafta Savaşın Estetize Edilmesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi. D.E.Ü Güzel Sanatlar Ens. Sinema- TV Anasanat Dalı. İzmir.

Özdemir, A.B. (1996) Fotoğrafik Dil Yetisinin Evrimi Bağlamında Müdahale Sorunsalı. D.E.Ü G.S.Ens. Yayınlanmamış Doktora Tezi. İzmir.

Ranciere, J. (2008) Görüntülerin Yazgısı. Çeviri: Aziz Ufuk Kılıç, Versus Kitap, İstanbul.

Rose, Gillian (2001). Visual Methodologies. London: Sage Publication.

Sontag, S. (2008) Fotoğraf Üzerine. Çev: Osman Akınhay. Agora Kitaplığı Yay. İstanbul.

Umberto Eco ( 2001) Açık Yapıt, Çev: Pınar Savaş, Can Yayınları, İstanbul.

Uysal, Ş. (2007)  “Çağdaş  Performans Sanatçıları ve Yerel Yönetimler Arasındaki İlişkinin  Durumu”-  Görünmeyen Evlatların Geri Dönüşü çalıştayı (erişim tar.04.04.2011)

Ün, T., “Türkiye’de Plastik Sanatların Değişen Boyutları İçerisinde Fotografın Yeniden Değerlendirilmesi”, Sayı:3 online dergi.editör: Osman Ürper ,http://www.fotografya.gen.tr/issue-3/tahir.html, erişim tarihi:01.03.2010.

Yılmaz, M. (2011) Sakıncalı, Çünkü Edepsiz, Ütopya Yayınları.Ankara.

Yayıntaş, A. (2005) Türkiye’de Çağdaş Sanat İçinde Fotoğrafın Bugünkü Konumu, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Ens.

http://yasamguzelsanatlar.blogspot.com/2010/07/dunyada-cekilen-ilk-fotograflar.html

http://www.manray-photo.com

www.sakirgokcebag.com

http://tayproject.org/trhome.html

http://www.alessandrobavari.com/english/miscellaneous_1993_1999/galleria_miscellaneous.htm

http://www.masters-of-photography.com/M/muybridge/muybridge_galloping_horse.html

http://www.arthref.com

http://www.sanattanimitoplulugu.com

[1] Umberto Eco ( 2001) Açık Yapıt, Çev: Pınar Savaş, Can Yayınları, İstanbul.