DEĞER.İZ

Günümüzde sergilerin bir proje düşüncesiyle, tekniğe ve içeriğe uygun bir isimle anılması neredeyse gelenekselleşti.  Burada da öncelikle serginin adı üzerinde durmak istiyorum. Bir baskıresim sergisiyle karşı karşıya olsak da, burada genel anlamda sanattan söz etmenin yanı sıra, sergi adı olarak belirlenen “Değer.iz” ya da “Değeriz” kelimelerinin dil bilimsel yönden önemi ve anlamları üzerinde durmanın, sanatseverler açısından sergiyi daha anlamlı kılacağını düşünmekteyim.

Kimi sözcükler vardır, sıklıkla kullanılırız ama sorulduğunda bazen anlamını açıklamakta zorlanırız. Bu sözcüklerden biri de “Değer” dir.  Değerle ilgili, sözlük ve ansiklopedilerde farklı tanımlarına rastlamak mümkündür. Oysa felsefeden (etik) matematiğe ve toplum bilime oradan da insanların günlük yaşantısına kadar giren, sıklıkla kullanılan, yaygın bir sözcüktür.  Değer, soyut – manevi (düşünce, varlık, alışkanlık) kavramlar ya da nesnel – maddi (sanat eseri, eşya, araç-gereç vb. gibi) varlıklarla ilgili, onların önemini, gerekliliğini ortaya koyan insani bir sıralama ölçütü, bir yargıdır. Dolayısıyla insanla ilgili bir kavramdır. Değer; bir düşünce ya da nesneyle ilgili olarak, işe yararlılık, yol göstericilik, objektiflik ve güvenirlik gibi ölçütler ışığında ulaşılan bir sonuç- yargıdır. Değer  değişkendir. Düşünce ve nesnelerle ilgili değer (yargı)  insana, zamana, ihtiyaçlara, mekana ve toplumsal yapılara göre değişebilir. Batı toplumlarının değer yargılarıyla, doğu toplumlarının kimi değer yargıları birbirinden farklıdır. Değer yargıları zaman içinde de değişebilir. Bugün bizim için değerli olan bir eşya-nesne ilerleyen dönemlerde değersiz duruma düşebilir ya da tersi.Bu yaşamşa ,lg,l, ilişkilerde de olabilir. Empresyonist sanatçıların19.y.y.lın sonlarında,  Paris’te Fotoğrafçı Nadar’ ın atölyesinde açtıkları sergi, o zamanki sanata yaklaşım nedeniyle, sanatseverler tarafından saldırıya uğramış, değersiz bulunmuş ve refüze edilmişti. Onlara göre sergilenen eserlerin hiçbiri sanattan beklenilenleri karşılamıyor ve sanatla ilgili tüm estettik değer ve gelenekleri yıkıyordu. Günümüzde ise empresyonist ressamlar ve sanat yapıtları müzelerde baş köşelerde yer almaktadır.

Başlıktaki  “Değer” sözcüğünden sonra bir noktayla vurgu yapılarak ayrı yazılan “iz” ise tek başına pek çok anlam içeren  zengin bir sözcüktür. Yanı sıra “değer” sözcüğüyle birleştiğinde farklı anlamlara  gelir. “İz” in sözcük anlamı TDK’ ya göre: “Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, işaret” tir.  Aynı zamanda da pek çok kelimenin kökünü oluşturan ve böylece dilimize zenginlik katan bir sözcüktür “iz”.  İzlemek, izinde olmak (iki anlamıyla da), iz bırakmak, ayak izi, parmak izi, iz çıkarmak, izinden gitmek vb. gibi. Ayrıca zamirleri birinci çoğul yapmaktadır (biz, siz, bizler, sizler gibi). Yine bunlara ek olarak  “iz” sözcüğü doğrudan baskıresimle de ilgilidir. Bilindiği gibi baskıresim kalıp üzerinde oluşturulan çiziklerden yola çıkılarak elde edilen ve çoğaltılan izlerdir.

 

Bu serginin adının “Değer. iz” olmasının nedenleri, doğrudan serginin tekniğini çağrıştırması ve izleyicide baskıresim sanatıyla ilgili farkındalık oluşturmaya yönelik olmasıdır. Burada “Değer.iz” sözcüğündeki “iz” eki çoğulculuğu içermekte ve aynı zamanda  baskıresme gönderme yaparak onun değerini vurgulamaktadır.

 

Arif Ziya TUNÇ / Sanatçı